RSS

Hayatın anlamı Sarı-Kırmızı

Doğmadan belliydi benim Galatasaraylı olacağım. Sıkı Galatasaraylı bir babanın oğluyum ben. Ben doğmadan babam Fenerli anneme restini çekmiş, "Bu çocuk erkek olacak ve o Galatasaraylı olacak. Eğer bunu engelleyecek birşey yaparsan boşanma sebebi olur." diye. Önümde başka seçenek yoktu, babam başka takımı tutsaydı başka türlü olabilirdi herşey. Ama bu benim hayatımda herhalde yaptığım, benim için yapılan en büyük doğrulardan biri..

Galatasaray sevgisi o kadar içime işlemeye başlamıştı ki (babam sağolsun) çok küçük yaşlarda maçlara gitmye başladı. 5 yaşında gittiğim maçlarda bazen sıkılıp kapalının pütürlü sütunlarına sarı-kırmızı örgüyü atıp yüksekte kalmasını sağlayıp sonra zıplayıp onu alıyordum. Ama bu saçma oyunum gitti gide olmamaya başladı, futboldan anlamaya başladıkça maçları daha büyük heyecanla izlemeye başladım.



Prekazi'nin 30 metreden golünü attığı Monaco maçını bize gelen annem gibi deli Fenerli teyzem ve Galatasaraylı eniştemle izlemiştim. Babam stresten dışarı çıkmıştı ve Prekazi gol attığında evdeki herkes çıldırmıştı. Ben sevinirken yere düşmüş, eniştem eğilirken kafamı ezmişti ama benim canım hiç acımamıştı o gün ve kimsede bunun farkında değildi zaten.

4. sınıfı bitirdiğimde 1993-94 sezonunun son maçına şampiyonluk maçına gitmiştim onu hala hatırlarım. Galatasaray- Bursaspor maçı Ljun o maçta gol atmıştı, stadda gördüğüm ilk şampiyonluktu galiba o.

Ertesi sezon Anadolu Liselerine hazırlanırken ilk kez kombinem olmuştu, stres atmak için tüm maçlara gidiyordum. Galatasaray'ın şampiyonlar ligi maçları da vardı o ene ve maçtan önce dergi dağıtırlardı hep. Ve ben her maçta fazladan bir dergi bulup bu blogta da yazı yazacak olan benim gibi fanatikten öte Galatasaraylı en yakın ilkokul arkadaşıma götürürdüm fazlasını. Sadece Arif'in golüyle ilk galibiyetimizi aldığımız Barcelona maçında bulamamıştım fazla dergiyi, kendiminkini de zar zor bulmuştum, herkes dergilerini alıp saklamıştı herhalde. O sezondan beri babamla her sene kombinemizi alıp maçlara gittik, 15 sene bitmiş dile kolay, 16.sezonumuzdayız.



İçimdeki Galatasaray sevgisi ve babamında orada okumuş olması sayesinde Anadolu Lisesi sınavlarında tek bir hedefim vardı: Galatasaray Lisesi... İstanbul Erkek Lisesi'nin o dönem dershanesi çok meşhurdu ve iyiydi, haliyle ben de ona gidiyordum.. İlk derste sınıfa giren hoca hepiniz burayı mı kazanmak istiyorsunuz diye sorunca tüm sınıfın evetine tek başıma hayır demiştim. Hoca şok içinde gözlerini açıp sen nereye girmek istiyorsun dediğinde, kendimden emin Galatasaray Lisesi'ne girecem ben dedim.. Ve dediğimi de yaptım.. Bu hayatımda yaptığım en büyük doğruydu işte... Zaten her büyük doğrularımın içinde mutlaka bir yerden sarı-kırmızı birşey çıkıyor...

Lise hayatım boyunca Galatasaray gerçekten ne kadar büyük olduğunu daha da büyük bir sevgiyle bağlanarak gördüm. Galatasaraylılık denen kavramı ocağında öğrendim, şu anda isteseler onlar için öleceğim, istesem onlarında benim için aynı şeyi yapacağını bildiğim kardeşlerimi orada tanıdım. İçlerinde Fenerlisi de var Beşiktaşlısı da.



Kendimi bildim bileli bu takım, bu camia bana sayısız sevinç mutluluk yaşattı, en kötü anımda bu camianın bana kattığı insanlar yanımdaydı. bol şampiyonluklar gördüm: 16 dakika beklediğimiz, antrenörsüz şampiyon olduğumuz, 4 sene üst üste olanlar, 3. yıldıı taktığımız, Süper Kupa şampiyonluğu ve kim ne derse kesin en önemlisi, giderek hayatımdaki en büyük doğrulardan biri olan UEFA Kupası şampiyonluğu ve daha niceleri...

Bugünki maçtan sonra sonuç ne olursa olsun bu sevgim değişmeyecek, ne artacak ne azalacak. Ben Galatasaray'ı Fenerbahçe'yi yensin diye sevmedim zaten, ben bu renkleri gözüm kapalı ölümüne sevdim. Ve bu klüpten öğrendiğim birşey varsa o da önemli olan Türkiye'de ve ondan da ötesi Avrupa'da şampiyonluk kazanmaktır.

Ama rakibimiz için durum böyle değil her ne kadar kazanılamayan şampiyonluklardan sonra İslam Çupi'nin güzel sözünü kullansalarda onlar için önemli olan Galatasaray'ı yenmektir. Bu yüzden 9 senedir kazanamadığımız onlar için bu kadar önemli, o yüzden Fenerbahçe rekorları diye birşey var. Kendilerini biraz avutsunlar diye. Çünkü onlara göre fi tarihinde aldı Galatasaray UEFA Kupasını. Aldık kardeşim işte, o kupanın üstünde hala Türkiye'nin bayrağı ve Galatasaray'ın ismi var mı? Var.. Sana göre fi tarihinde tesadüfen kazanılmış o şampiyonluk Türk futbol tarihinin en büyük başarısı var mı ötesi? Yok..

Sonuçta bu akşam yensekte yenilsekte ben aynı sevgimle aynı deliliğimle Galatasaraylı olacağım. Yenersek mutlu, yenilirsek üzüleceğim.. Ama bu mutluluk ve üzüntü, tüm sezonu etkilemeyecek bilemedin 1 hafta sonra biter bunun etkisi tüm Galatasaraylılarda bu iş bu kadar basit...

Zaten ne diyoruz: BİZE HER SEVDADAN GERİYE KALAN SADECE GALATASARAY!!!!

Bookmark and Share

0 yorum:

Yorum Gönder