RSS

Looking For Eric



Film Ekimi'nde en merakla beklediğim, en sabırsızlandığım filmdi "Looking For Eric". Güzel, çok güzel olmasını bekliyordum da muhteşem olacağını tahmin etmiyordum. Futbol delisi Ken Loach çok güzel bir film çekmiş ve gerçekten bir futbol manyağının neler düşüneceğini çok iyi göstermiş.
,
Filmdeki gibi karizmasına hayran olduğunu birini seç deseler bana, ağzımdan çıkacak ismin ne olduğunu düşündüm filmden sonra. Eric Bishop nasılki Eric Cantona, King Eric, (ona göre) Best footballer of the world'u seçti ben de herhalde belki filminde etkisiyle Gheorghe Hagi'yi, Karpatların Maradonası, Commandate, Giga Hagi'yi seçerim dedim. Futbol işte böyle bir şey, kendini kaptırınca örnek aldığın, karizmasına hayran olduğun isimlerde bu lanet sporun içinden çıkıyor, filmdeki gibi ne Gandhi, ne Mendala ne de Frank Sinatra, kendimi Eric Bishop'un seçimine yakın görüyorum ben..

King Eric'in oynadığı filmin ya macera ya komedi ya da ikisinin karışımı birşey olmasını beklerdim ki yanılmadım bu konuda ikisinin karışımı bir film vardı sahnede. Özellikle Köftehor'un herşey için kitap getirmesi, getirmesinden de öte getirdiklerini okumuş olması apayrı bir olaydı, Psyco kitabını getirdiği an gülmekten ölecektim ben..

Belki film festivali seyircisinin hepsinin futbol meraklısı olmamasından güme giden bir kaç laf da vardı filmde. Aklımda en çok kalanı hayatla hep mücadele etmesini söylerken Cantona birkaç benzetmeden sonra "Rakibin sol ayağı güçlüyse her zaman sağından geçeceksin" dedi o zamana kadar ciddi giden benzer benzetmeler içinde kalan bu futbola endeksli benzetme tam yerindeydi ama biraz komik geldi bana hayatı futbola odaklamak açısından, herhalde benimle birlikte gülen az kişi vardır sinemada...

Unutamadığın futbol anı sahnesi bize asıl hayat derslerinden birini verdi, Eric Bishop Cantona'nın attığı golleri sayarken ve ben de unutamadığı anın bir gol olduğunu umarken Cantona ters köşeye yatırdı. Irwin'e verdiği bir gol pasının unutamadığı anı olduğunu ve bunun neden böyle olduğunu anlatırken hayatımızda arkadaşlarımızın, dostlarımızın ne kadar önemli olduğunu ve onlara güvenmemiz gerektiğini bize çok güzel anlattı.

Kısacası son zamanlarda izlediğim en güzel film, sinemalarda gösterime girmesini umut ediyorum artık böylece bir daha belki birkaç kere daha giderim.. DVDsi çıkar çıkmaz alırım.. Hayatta ne olursa olsun pes etmemek gerektiğini Eric Cantona'nın anlatımıyla bulamayız çünkü.

King Eric'e selamlar olsun... Bishop'u çalıştırdığın gibi bana da spor yaptırsan diyorum Florya Atatürk Orman Çiftliği'ne gideriz beraber ? Ya da ben kendi kahramanım Hagi'yle gideyim en iyisi.. Aha kendisi de buradaymış..

Bookmark and Share

1 yorum:

canbil dedi ki...

kanki çok güzel yazmışsın tebrikler

Yorum Gönder